Karınca Yuvası

2019 yılının ilk haftalarındayız. Bugüne kadar hayâtım hep rastgelelik rüzgârlarının savurduğu bir tekne gibiydi. Öyle ki, sâkin limanlara ulaştırmak için kürek çeken bir mürettebâtı dahi yoktu. Bir okyanusun ortasında, rotasız, savrulan bir tekne.

Kendime bir söz verdim. İnsanlardan farklı bir hayâtım olsun istiyorsam, insanlardan farklı eylemlerim olmalıydı. Bunun sonucu olarak konfor alanımdan çıkmaya, çalışkanlığa, üretkenliğe, girişkenliğe yöneliyorum.
Yaşamım, bir Tanrının oynattığı kuklanın hikâyesi olamayacak kadar biricik. İlkel arzu ve kuruntuların peşine takılamayacak kadar değerli.

Eğer yaşamımı bir karınca kolonisinin ihtişâmına rakip görmek istiyorsam o hâlde karıncalar kadar basit ve açık ilkelere sâhip olmalıyım. Disiplini ve düzeni yaşamıma sokacak olan ön kabûller, bir skeptiğin bile kafasında soru işâreti bırakmayacak kadar berrak olmalı.

Bu, kendime verdiğim bir ultimatomdur. Hedeflerimi, ibâdet edercesine kutsayacağım. Ve son olarak, karınca yuvasının bir özelliği daha vardır.
Karanlık günler geldiğinde, kaybolduğunuzda, yönünüzü yitirip endişelendiğinizde doğru yönü bulmanızı sağlar.
Yorulmaya yâhut hedeflerimden sapmaya başladığımı hissettiğim her an, üzerine basa basa kendime şunu söyleyeceğim : ”Bu mektup benim karınca yuvam”

Yorum bırakın